Vücudunuzun Susuz Kaldığını Nasıl Anlarsınız?

Son günlerde sizi rahatsız eden bir baş ağrısı mı yaşıyorsunuz? Geçmeyen bir ağız kuruluğu ve idrar sıklığında belirgin bir azalma mı var? Yoksa ne kadar uyursanız uyuyun genel bir yorgunluk mu hissediyorsunuz? Tüm bu belirtiler su içmemenin zararları olarak karşınıza çıkabilir. Az su içmenin zararları hakkında detaylı bilgiyi yazımızda keşfedebilirsiniz.

Düzenli egzersiz yapıyor, sağlıklı besleniyor ve uyku düzeninize özen gösteriyor olabilirsiniz. Yine de tüm bunlar mental ve fiziksel anlamda sağlıklı hissetmeniz ve sağlıklı olmanız için tek başlarına yeterli değildir.

Gün içerisinde yeterince su içmezseniz, metabolizmanızın sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlayamazsınız. Konsantre olmakta zorlanabilir, enerji azlığından şikâyet edebilir, kabızlık başta olmak üzere çeşitli semptomlarla karşılaşabilirsiniz. Bu nedenle su içmenin faydaları hakkında farkındalığı yükseltmek ve dehidrasyonu engellemek için gün içerisinde ideal oranda su içmeye çalışmalısınız.

Bu yazımızda hem dehidrasyon hem de dehidrasyon belirtileri hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Ancak öncesinde, suyun faydaları hakkında hatırlatıcı birkaç bilgi vermek isteriz.

Yaşamın Kaynağı: Suyun Faydaları

Suyun faydaları söz konusu olduğunda sayısız bağlantı kurulabilir, çoklu bilgiler sunulabilir. En çok dikkat çeken faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:

Vücuttaki kanın %90’ı sudan oluşur. Kan sayesinde vücuttaki tüm hücrelere oksijen gider. Yeterince su içmek hücrelere kesintisiz besin ulaşması anlamına gelir. Su, bağırsak hareketlerinin sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlar. Mide ülseri, mide yangısı ve kabızlık gibi sağlık sorunlarının meydana gelmesi riskini azaltır. Su tüketimi kanın ideal akışkanlıkta olmasını sağlayarak kan basıncının dengelenmesine yardımcı olur. Atıkların ve toksinlerin vücut dışarısına atılmasında su hayati öneme sahiptir. Böbrek susuz kalırsa belirtileri hem sağlık hem de yaşam kalitesi açısından negatif etkiler yaratır.

Sayılan bu faydalara ek olarak enerji vermesi, eklem sağlığını desteklemesi, ağız ve diş sağlığını iyileştirmesi, cilt hastalıklarına karşı koruma sağlaması gibi artılar sunan su, yeterince tüketilmediğinde vücudun susuz kalması yani dehidrasyon gündeme gelir.

Dehidrasyon Nedir?

Vücudun aldığından daha fazla sıvı kaybetmesi durumu dehidrasyon olarak adlandırılır. Kaybedilen su vücuda geri alınmadığında susuzluk nedeniyle belirgin şikâyetler yaşanabilir. Dehidrasyon birçok farklı nedenle her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Üstelik yalnızca insanlar değil tüm canlılar dehidrasyon riski taşırlar. Dehidrasyon durumunda vücudun verdiği ilk doğal tepki susuzluk olarak ön plana çıkar.

Vücudun susuz kalma nedenleri kısıtlıdır. Kişi yeterince su içmiyorsa ya da hava sıcaklığı, aşırı aktivite veya ishal, ateş, kusma gibi sağlık sorunları nedeniyle normalden çok daha fazla su kaybediyorsa dehidrasyon belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtiler hakkında bilgi sahibi olunması tedbir almayı sağlayabileceğinden son derece önemlidir.

Vücudun Susuz Kaldığının Belirtileri Nelerdir?

Vücudun susuz kalması belirtileri çeşitlidir ve bazı belirtiler farklı sağlık sorunlarının semptomu olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle az sonra detaylandıracağımız belirtileri yaşayan bireylerin tıbbi destek almayı ihmal etmemeleri önerilir.

Yorgunluk

Vücudun susuz kalması herhangi bir aktivite gerçekleştirilmese dahi yorgun hissedilmesine neden olabilir. Susuzluk vücudun tüm fonksiyonlarını ve hatta uyku döngülerini de etkileyebilir. Yapılan bilimsel bir araştırmada yeterince su içmeyen yetişkinlerin, yeterli su içenlere oranla daha az uyudukları ve uyku süresinde azalmaya bağlı olarak gün boyu halsizlik, konsantrasyon ve hafıza sorunları yaşayabildikleri gösterilmiştir.

İdrar Renginde Koyulaşma, Miktarında Azalma

Dehidrasyonun en yaygın görülen belirtileri idrar renginde koyulaşma ve miktarında azalmadır. İdrar yapma gereksiniminde de seyrelme görülür. Yeterince su içmeyen kişilerin idrarları koyu sarı renktedir. Çok spesifik nitelik taşıyan bu belirti kişinin su içmesi gerektiğinin güçlü sinyallerini verir. İdrarın koyu renkli olması sodyum ve üre gibi atıkları yoğun olarak barındırması anlamına da gelir, ideal renk açık sarıdır.

Baş Ağrısı

“Susuzluk baş ağrısı yapar mı?” sorusunun yanıtı “evet” olarak verilebilir. Vücut sıvı kaybettiğinde baş ağrısı en sık görülen belirtilerden biri haline gelir. Dehidrasyon ve baş ağrısı arasındaki kesin bağlantı henüz bilinmese de susuzluk nedeniyle beyindeki kan kanallarının gerilmesinin ağrıya yol açtığı yönünde teoriler mevcuttur. 

Baş Dönmesi ve Sersemlik

Uzun süredir otururken ayağa kalkıldığında aniden hissedilen baş dönmesi ve sersemliğin ardındaki neden vücudun susuz kalması olabilir. Çok ciddi dehidrasyon durumunda yaşlı kişilerde bayılma vakaları da ortaya çıkabilir.

Kalp Çarpıntısı

Susuz kalmak çarpıntı ve ritim bozukluğu gibi kalp sağlığı şikâyetlerine neden olabilir. Kan damarlarının fonksiyonları ve kan basıncı üzerinde olumsuz etki yaratan susuzluk giderilmediğinde şikâyetler yoğunlaşabilir.

Düşük Tansiyon

Ciddi dehidrasyon durumunda karşılaşılabilen belirtilerden biri düşük tansiyondur. Susuz kalındığında kan hacmi azalabilir, kan yoğunlaşabilir ve kan basıncı şoka neden olabilecek düzeyde azalabilir.

Vücudun susuz kalması belirtileri son derece tatsız ve tehlikeli. Yaşanabilen şikâyetler arasında dudaklarda kuruma, cilt elastikiyetinde azalma, konsantre olmada zorluk, ağız kuruluğu ve şiddetli susama gibi semptomlar da yer alabilir.

Yetişkinlerde dehidrasyon telafisi bebeklere ve çocuklara oranla daha kolay olabilmektedir. Bebekler ve çocuklar susadıklarını ifade etmekte zorlanabilecekleri için düzenli olarak su içtiklerinden emin olunması gerekir. Ayrıca ağladıklarında daha az gözyaşı salgılamaları, dillerinde ve dudaklarında kuruma, oyun sıklığında azalma, günde 6 defadan az idrar yapma bebeklerde ve çocuklarda dehidrasyon belirtilerine örnek olarak gösterilebilir.

Vücudun Susuz Kalması Nasıl Engellenir?

Tüm bu belirtiler göz ardı edildiğinde, su tüketilmediğinde ya da tıbbi destek alınmadığında beyin, böbrekler, kalp gibi organlar zarar görebilir. Kişide duygudurumu değişiklikleri meydana gelebilir ve bilişsel yeteneklerde gerileme gözlemlenebilir. İyi haber şu ki: Dehidrasyon çok büyük ölçüde engellenebilir.

Dehidrasyonu önlemek için;

Gün içerisinde su tüketimi ideal oranda gerçekleştirilmelidir. Bu oran yaz aylarında, yoğun egzersiz yapıldığında, ilaç kullanıldığında, gebelik veya emzirme sürecinde ve kişinin kilosu fazla olduğunda yükselecektir. Uzmanlar yetişkin kadınların günde 2,7; yetişkin erkeklerin ise 3,7 litre sıvı almasını önermektedir. Güne su içerek başlamak gece boyu susuz kalan vücudu ihtiyaçları ile buluşturmak için son derece önemlidir. İshal ve kusma gibi sindirim sistemi sorunları yaşandığında günlük su tüketimi artırılmalıdır. Bu sorunlar 3 gün devam ettiğinde tıbbi destek alınmalıdır. Kronik hastalıkları olanların ve yaşlıların dehidrasyon riskleri daha fazladır. Bu durumda her zaman temiz ve iyi suya erişebilecekleri bir ortama sahip olmaları önem taşır. Bir anda çok su içmek yerine su ihtiyacını yaymak etkin bir yaklaşım olarak yorumlanır.

Kaliteli Suya Her An Erişmek İçin: Su Arıtma Cihazları

Günümüzde iyi ve kaliteli suya erişimin önemi hakkında belirgin bir farkındalık doğuyor. Sürdürülebilir ve çevreci bir anlayışla giderek gelişen teknolojileri barındıran su arıtma cihazı çeşitleri hem konfor sunuyor hem tasarruf ettiriyor hem de güvenli bir su içme deneyimi yaşatıyor.

Evlerde ve iş yerlerinde tezgâh altı, tezgâh üstü, sebil, sensörlü sebil ve metro sebil gibi farklı su arıtma cihazı alternatiflerini üyelik sistemi ile sizlerle buluşturan Waternet, iyi suyun herkesin hakkı olduğu felsefesi doğrultusunda faaliyetlerini sürdürüyor. Gelişmiş teknoloji barındıran sistemleri ile sudaki ağır metalleri fiziksel olarak yok eden su arıtma cihazları sağlıklı suya erişimi her daim mümkün kılıyor.